2023 yılı, Rusya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 105’inci yılını işaret ediyor. Bu uzun süreli ilişki, iki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel etkileşimlerin derinleşmesiyle beraber, pek çok zorluğun üstesinden gelinmesini sağladı. Avrupa ve Asya'nın kesişim noktasında bulunan bu iki ülke, tarihsel olarak farklı dönemlerde çeşitli güç dengeleri içerisinde bulundular. Ancak son yıllarda, özellikle jeopolitik gelişmeler doğrultusunda, Türkiye ve Rusya’nın karşılıklı ilişkileri daha da önem kazandı. Bu bağlamda, Rusya-Türkiye ilişkileri, dünya genelinde dikkat çeken bir denge politikası örneği olarak öne çıkıyor.
Rusya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkiler, 18. yüzyılda başladı. 1923 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla birlikte, iki ülke arasındaki ilişkiler daha da yoğunlaştı. Bu tarih, sadece iki ülkenin devletleri arasındaki ilişkilerin başlaması değil; aynı zamanda ikili işbirliklerinin de zeminini oluşturdu. Soğuk Savaş dönemi, iki ülke arasındaki ilişkilerin ciddi anlamda gerginlik yaşadığı bir dönemdi. Ancak 1991’deki Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında, Türkiye - Rusya ilişkileri yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde siyasi, savunma ve ekonomik alanlarda gerçekleştirilen işbirlikleri, iki ülke arasındaki bağlantıları güçlendirdi ve uluslararası arenada önemli bir ortaklık oluşturdu.
Günümüzde, Türkiye’nin uluslararası politikasında Rusya’yla olan ilişkiler büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle enerji alanında gerçekleştirilen işbirlikleri, iki ülkenin ekonomilerinin gelişmesine katkı sağlamakta. Türk Akımı gaz hattı, bu anlamda önemli bir projedir ve enerji güvenliğinin sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra savunma sanayi alanındaki işbirlikleri, iki ülkenin askeri kapasitesini artırırken, aynı zamanda stratejik bir sinerji oluşturuyor. Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemini Rusya'dan alması, iki ülkenin nasıl bir işbirliği içinde olabileceğine dair somut bir örnek teşkil ediyor.
Ancak bu ilişkiler hiçbir zaman tek yönlü olmamıştır. Her iki tarafın da kendi ulusal çıkarlarını ön planda tuttuğu bir ortamda, çeşitli zorluklar da yaşanmaktadır. Suriye'deki iç savaş, Kafkaslar bölgesindeki çatışmalar ve Karabağ meselesi gibi konular, zaman zaman iki ülke arasında gerilim yaratmaktadır. Yine de, bu sorunlara rağmen geçmişte olduğu gibi günümüzde de işbirlikleri ve diyalog sürmektedir. Diplomatlar ve üst düzey yöneticiler sıklıkla bir araya gelerek, hem ikili ilişkileri geliştirmek hem de bölgesel krizler hakkında görüşmeler yapmaktadırlar.
Sonuç olarak, Rusya ve Türkiye arasındaki 105 yıllık diplomatik ilişkiler, sadece iki ülkenin tarihini değil, aynı zamanda uluslararası sistemdeki güçlü dinamizmi de göstermektedir. İki ülkenin arasındaki denge, her iki taraf için de uzun vadeli faydalar sağlamaktadır. Bu bağlamda, hem ekonomik işbirlikleri hem de siyasi ilişkiler, önümüzdeki yıllarda daha da derinleşerek devam edecektir. Küresel güç dengeleri değiştikçe, Türkiye-Rusya ilişkileri de bu dinamikten etkilenecek ve her iki ülkenin stratejik hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynayacaktır. Dünya genelinde örnek teşkil eden bu ilişki, gelecekte de dikkatle takip edilmesi gereken bir gelişme olarak öne çıkmaktadır.