Afganistan, 15 Ekim 2023'te, Richter ölçeğine göre 6,6 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı. Gece yarısı gerçekleşen bu doğal afet, birçok insanı uykuda yakalayarak, aniden önlerine gelen büyük yıkım karşısında çaresiz bıraktı. Hükümet verilerine göre, depremin üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen, can kaybı sayısı 2 bini aşmış durumda. Bu olay, özellikle nispeten zayıf altyapıya sahip bölgelerde büyük hasara yol açtı. Acil durum yönetim ekipleri, yıkılan binalar arasında kalanları kurtarmak için seferber oldu.
Afganistan, coğrafi olarak aktif bir fay hattı üzerinde yer alıyor. 15 Ekim’deki depremin kaynağı, bu fay hatlarının hareketliliğinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Yerel halk, depremin ardından yaşadığı korku ve paniği dile getirirken, özellikle gece saatlerinde böyle bir felakete maruz kalmanın travmasını yaşıyor. Yaşanan bu deprem sonrası, birçok insanın evsiz kalması ve temel ihtiyaçlarını karşılayamaması ile birlikte, sağlık hizmetlerinde de büyük sıkıntılar baş gösterdi.
Uluslararası kurumlar, Afganistan'a çeşitli yardımlar göndermeye başladı. Birçok ülkeden gelen acil yardım ekipleri, özellikle yıkılan bölgelerde arama kurtarma çalışmalarına başladı. Ancak, güvenlik sorunları ve ulaşım zorlukları, bu yardımlara erişimi oldukça zorlaştırıyor. Uluslararası Kızıl Haç, durumu daha da kötüleştiren yağmur ve kış koşullarının, bölgedeki yaşamı olumsuz etkileyeceğini belirtti. Bu nedenle, yardım kuruluşları, en kısa zamanda gıda, ilaç ve hijyen malzemeleri sağlamayı hedefliyor.
Afganistan’ın yaşadığı bu tür doğal felaketlerin, ülkenin geleceği üzerindeki etkileri oldukça derin. Zaten istikrarsız olan ekonomik durumu, bu tür afetlerle daha da zor bir hale gelmiş durumda. Uzmanlar, afet sonrası ağır hasar gören altyapının onarılamaması durumunda, birçok insanın yardım olmadan uzun süre hayatta kalmasının mümkün olamayacağını belirtiyor. Ülkenin yaşadığı bu tür doğal felaketler, uluslararası topluluğun dikkatini çekerek, gelecekte yaşanabilecek benzer felaketlerin önüne geçilmesi adına daha fazla yardım ve destek sağlanması gerektiğini ortaya koyuyor.
Afganistan tarihinin en yıkıcı depremlerinden biri olan bu olay, sadece bir doğal afet olarak kalmamalı. Ülkenin genel durumunu ve halkın yaşamını olumsuz yönde etkileyen bu gibi felaketlerin önüne geçilebilmesi için, uzun vadeli planlar yapılmalı. Sadece acil duruma yönelik değil, aynı zamanda ülkenin genel altyapısının güçlendirilmesi için de uluslararası işbirliği ve destek şart. Uluslararası yardım kuruluşlarının devreye girmesi ile birlikte, duyulan acılar bir nebze olsun hafifletilmeye çalışılsa da, asıl önemli olan, bu tür felaketlerin tekrar yaşanmaması için gerekli adımların atılmasıdır.
Türkiye, deprem sonrası Afganistan’a yardımlar için harekete geçerken, dünya genelinde birçok ülkeden destek mesajları ve yardımlar gelmeye başladı. Bu tür olaylarda dayanışmanın önemini pekiştiren Afganistan, belki de bir daha yaşanacak benzer felaketlere karşı hazırlıklı olmak zorunda. Geçmişte yaşanan deneyimlerin ışığında, halkın korunması ve geleceği için ülkede kalıcı çözümlerin geliştirilmesi şart. Umarız, yaşanan bu trajik olaylar, dünya genelindeki ülkeleri bir araya getirerek, daha sağlam bir gelecek için ortak hareket etme gerekliliğini ortaya koyar.
Sonuç olarak, Afganistan’daki bu büyük deprem felaketi, hem yerel halk hem de uluslararası toplum için önemli bir hatırlatıcı olmuştur. Bunu yalnızca bir felaket olarak görmekle kalmayıp, harabe haline gelen bu ülkenin, güvenli, sağlıklı ve refah içinde yaşamasının sağlanabilmesi adına ortaklaşa hareket edilmesi gerektiği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. Depremin ardından duygusal ve fiziksel olarak zarar gören herkes için iyileşme sürecinin başlatılması, ülkenin uluslararası anlamda yeniden inşası için elzemdir.